Beyşehir'de Gezilecek Yerler – En Güzel 21 Yer

Beyşehir'de Gezilecek Yerler - En Güzel 21 Yer

Konyanın en büyük beşinci ilçesi olan Beyşehir. Eşrefoğlu Hamamı, Selçuklu taş işçiliğinin güzel bir örneğidir. İsmailağa Medresesi ve Bedesten, Osmanlı dönemine ait önemli yapılar arasında yer alır. Atlıkaya Kabartması ve Eflatun Pınar Hitit Anıtı, tarihi kalıntılarla dolu doğa harikalarıdır.

Kızkalesi Adası, kuş cenneti olarak bilinirken, Kurt Beşiği Anıtı, Hitit kalıntılarıyla zengin bir tarihi doku sunar. Demirli Mescid, basit ama etkileyici yapısıyla ilgi çekerken, Tarihi Bada Köprüsü, Osmanlı mimarisinin zarafetini yansıtır. Kubad-Abad Sarayı, Selçuklu dönemine ait kalıntılarıyla tarihi bir derinlikdir.

1. Beyşehir Gölü Adaları

beysehir golu adalari
Beyşehir Gölü Adaları

Beyşehir Gölü, Türkiye’nin en büyük göllerinden biri olup, üzerinde birçok adaya ev sahipliği yapmaktadır. Mada Adası, 8.220 hektar yüzölçümü ile göldeki en büyük adadır ve üzerinde bir köy bulunmaktadır. “Mada” kelimesi Farsça’da dişi hayvan anlamına gelirken, ada aynı zamanda “Kazak Adası” olarak da bilinir.

Hacıakif Adası, gölün güneyinde yer alır ve 100 metre uzunluğundaki sarkıt ve dikitleriyle ünlü bir mağaraya sahiptir. Bu ilginç mağaranın duvarları tarihi süslemelerle bezelidir. Ada, zengin bitki örtüsü ve çeşitli böcek türleri ile dikkat çeker; geyik, Pekin ördeği ve sülün yetiştirilir. Adını Hoyranlı Hacı Akif Efendi’den almıştır ve milli park olarak korunmaktadır.

İğdeli Adası, gölün en çok ziyaret edilen adasıdır. Kumsalı ve koyları kızıl kumlarla kaplı olup, en yüksek noktası 1.282 metredir. Çeçen Adası ise, Terkenli, Aşağıağıl ve Gavur Adası olarak da bilinir. Ada, tarihi yapı kalıntıları, Çinili hamam ve diğer yapılarla doludur. Hamamın çinileri Konya müzesinde sergilenmektedir.

Son olarak, Aygır Adası, İğdeli Adası’nın özelliklerini taşır ve burada güzel bir manzara ile kum zemin bulunmaktadır. Adada ayrıca kilise kalıntıları yer alır ve batı kıyılarında Anamas Dağları yükselmektedir.

2. Taş Köprü

tas kopru beysehir
Taş Köprü Beyşehir

Taş Köprü, 1908-1914 yılları arasında inşa edilmiştir ve bir regülatör baraj sistemi olarak yapılmıştır. Bu köprü, 40.70 metre uzunluğa ve 6.35 metre genişliğe sahiptir. Yapısında 14 sütun üzerine oturtulmuş 15 kemer bulunmaktadır.

Taş Köprü, Osmanlı Devleti’nin ilk sulama projelerinden biri olarak da bilinir ve bu özelliğiyle tarihi bir öneme sahiptir.

3. Leylekler Vadisi

leylekler vadisi beysehir
Leylekler Vadisi Beyşehir

Leylekler Vadisi, Beyşehir Gölü kıyısında yer alan Yeşildağ Mahallesi’nde bulunur ve bölgenin en önemli mesire alanlarından biri olarak bilinir. Coğrafi güzellikleriyle dikkat çeken bu vadi, her yıl ilkbaharda binlerce leyleğin yuva kurduğu bir doğa harikasıdır.

Leyleklerin göç dönemi boyunca barındığı vadide, doğa ve hayvanseverler için büyük bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Ayrıca yerli ve yabancı turistler ile fotoğraf tutkunları tarafından büyük ilgi görmektedir. Beyşehir’e 30 km mesafede yer alan Leylekler Vadisi’nin yanı sıra, Adaköy Mahallesi’nde de 45 leylek yuvası bulunan bir başka leylek kolonisi vardır.

4. Anamas Dağları

anamas daglari
Anamas Dağları

Anamas Dağları, Toros Sıradağları’nın bir kolu olup, zengin bitki örtüsü ve iklim çeşitliliği ile dikkat çeker. Kuzeybatıdan güneydoğuya doğru uzanan bu dağlar, batı ve güneybatı yönlerinden dik ve sarp yamaçlarla ovaya iner.

Bölgenin önemli bir kısmını kaplayan Anamas Dağları, çeşitli isimler altında yayılmaktadır. Dağların başlıca zirveleri arasında Dedegül, Kartos, Dumanlı, Naldöken, Dippoyraz ve Anamas’dur. Coğrafi yapısıyla hem doğal güzellikler hem de biyolojik çeşitlilik açısından oldukça zengin olan Anamaslar, etkileyici bir görünüme sahiptir.

5. Beyşehir Gölü

beysehir golu konya
Beyşehir Gölü Konya

Beyşehir Gölü, Göller Yöresi’nde yer alıp Türkiye’nin en büyük tatlı su gölüdür. Konya ve Isparta illeri sınırlarında bulunan göl, yaban hayatı, doğal güzellikleri ve tarihi değerleriyle özel bir konuma sahiptir.

Göl, masmavi rengi, irili ufaklı adaları, kumsalları, karstik mağaraları ve bozulmamış bitki örtüsü ile ülkemizin en güzel göllerinden biri olarak kabul edilir. Gölün kuzey ve güney kıyıları oldukça sığ olup, en derin noktası 10 metreyi bulur.

6. Beyşehir Nilüfer Bahçesi

beysehir nilufer bahcesi
Beyşehir Nilüfer Bahçesi

Beyşehir Nilüfer Bahçesi, Beyşehir Gölü’nün Çiftlik Mahallesi kıyılarında yer alan, eşsiz manzarası ve huzur veren doğasıyla büyüleyici bir güzellik sunar. Yaklaşık 7 kilometrelik alanı kaplayan bu bahçe, Türkiye’nin en büyük nilüfer bahçesi olma özelliğine sahiptir.

Zengin biyoçeşitliliği ile doğaseverler ve fotoğraf tutkunları için vazgeçilmez bir yer haline gelmiştir.

7. Karaburun Plajı

karaburun plaji
Karaburun Plajı

Karaburun Plajı, Beyşehir’in doğal güzellikleriyle dolu sahillerinden biridir. Yeşil ile mavinin iç içe geçtiği bu plaj, doğaseverler için mükemmel bir kaçış noktası sunar. Üstünler Mahallesi’nde yer alan Karaburun Mevkii, 2 km uzunluğundaki kumsalı ile dikkat çeker.

Plaj, yüzme ve su sporları için ideal bir ortam sağlar. Sıcak yaz günlerinde serinlemek için harika bir yerdir. Ayrıca, doğa ile iç içe bir kamp deneyimi yaşamak isteyenler için de uygun alanlar bulunmaktadır.

8. İsmailağa Medresesi (Taş Medrese)

ismailaga medresesi tas medrese
İsmailağa Medresesi (Taş Medrese)

İsmailağa Medresesi, Beyşehir’in tarihi zenginliğini yansıtan önemli bir yapıdır. Seyfettin Süleyman Halil Bey’in inşa ettirdiği ve Büyük Emir İsmail Ağa’nın onarımlarıyla günümüze ulaşan bu medrese, bölgenin kültürel mirası açısından büyük bir öneme sahiptir.

İsmailağa Medresesi, taş işçiliğiyle dikkat çeker ve dönemin mimari tarzını yansıtır. Medresenin tarihi, Selçuklu ve Osmanlı dönemi arasındaki kültürel ve sanatsal bağları da gösterir.

9. Bedesten

bedesten
Bedesten

Bedesten, Beyşehir’in tarihi yapılarından biri olup, Eşrefoğlu Cami ile birlikte 1299 yılında inşa edilmiştir. Bu muazzam yapı, taş tuğlalardan yapılmış ve etkileyici kubbeleri ile dikkat çekmektedir. Bedesten, Osmanlı döneminde, özellikle 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarım görmüştür, bu da onun tarihî ve mimari değerini artırmaktadır.

Türk taş işçiliğinin nadide örneklerinden biri olarak kabul edilen Bedesten, Anadolu’daki en eski bedestenlerden biridir. Geleneksel mimarisi ve zarif detayları ile göz kamaştırmaktadır. 1975 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılan bina, günümüzde Sergi ve Toplantı Salonu olarak kullanılmaktadır.

10. Eşrefoğlu Hamamı

esrefoglu hamami
Eşrefoğlu Hamamı

Eşrefoğlu Hamamı, Beyşehir’de Bedesten’in batısında yer alan tarihi bir yapıdır. Aynı zamanda “çifte hamam” veya “büyük hamam” olarak da bilinir. Eşrefoğlu Süleyman Bey Kitabesi’nden elde edilen bilgilere göre, hamamın 13. yüzyılın sonlarında inşa edildiği anlaşılmaktadır.

Selçuklular dönemine ait olan Eşrefoğlu Hamamı, muhteşem taş işçiliği ile dikkat çekmektedir.

11. Beyşehir Atlıkaya Kabartması

beysehir atlikaya kabartmasi
Beyşehir Atlıkaya Kabartması

Beyşehir Atlıkaya Kabartması, Beyşehir’in önemli tarihi eserlerinden biridir ve Kurtbeşiği Anıtı’nın yaklaşık 100 metre doğusunda yer almaktadır. Yüksekliği 10 metre olan bu kabartma, kaya yüzeyine oyulmuş etkileyici bir at figürü ile ünlüdür.

Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlendirilen bu eser, dönemin sanat anlayışını ve taş işçiliğini gözler önüne serer. Kabartmanın üzerine yerleştirilmiş olan kitabe, genç yaşta hayatını kaybeden Lukuyanus’un hatırasını yaşatmak amacıyla yapılmıştır.

12. Eflatun Pınar Hitit Anıtı

eflatun pinar hitit aniti
Eflatun Pınar Hitit Anıtı

Eflatun Pınar Hitit Anıtı, Beyşehir’de Hititler dönemine ait önemli bir yapıdır ve pınarın hemen yanında yer almaktadır. M.Ö. 13. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilen bu anıt, dönemin mimari ve sanatsal değerlerini yansıtan nadir eserlerden biridir.

Anıt, enine 4 metre ve yüksekliği 7,5 metre olan bir lahit taşından oluşmaktadır. Lahit taşının üzerinde işlenmiş Hitit dönemi kabartmaları, anıtı özellikle dikkat çekici kılmaktadır. Eflatun Pınar, su havuzunun özellikleri ile de öne çıkar; akan suların merkezi havuz sistemi ile toplanarak, gerektiği zaman tasarruflu bir şekilde kullanılabilmesi, bu anıtı mühendislik açısından da önemli kılmaktadır.

Eflatun Pınar, sadece görünümü ve düzeni ile değil, aynı zamanda ikonografik yapısı ile de nadir anıtlar arasında yer almaktadır. Yapımında kullanılan teknoloji ve sanatkarlık bakımından da eşsiz bir örnek teşkil etmektedir.

13. Kızkalesi ve Adası Beyşehir

kizkalesi ve adasi beysehir
Kızkalesi ve Adası Beyşehir

Kızkalesi ve Adası Beyşehir, Manyas Kuş Cenneti’nden sonra ülkemizin ikinci kuş cenneti olarak kabul edilen Kız Kalesi Adası, Anadolu Selçuklularının yazlık başkenti Kubad-Abad’ın haremliği ve tersaneliği olarak bilinir.

Adada, Selçuklu döneminden kalan harçlı duvar yıkıntıları, sur ve saray kalıntıları gibi tarihi yapılar günümüze kadar ulaşmıştır. Bu kalıntılar, bölgenin tarihine ışık tutarak ziyaretçilere geçmişteki ihtişamı hissettirir.

Kız Kalesi, doğal güzellikleri ile de dikkat çeker. Adada zamanla 230’dan fazla kuş türü bulunması nedeniyle burası, “kuş cenneti” olarak da anılmaktadır.

14. Kurt Beşiği Anıtı

kurt besigi aniti
Kurt Beşiği Anıtı

Kurt Beşiği Anıtı, Beyşehir’in 18 km doğusunda, Fasıllar Mahallesi’nde yer alan tarihi bir eserdir. Bu anıt, Hitit Mistia kenti harabelerinin bulunduğu bölgede yer almakta olup, IV. Tudhaliya dönemine tarihlendirilmektedir.

Kurt Beşiği Anıtı’nın çevresinde, Bereket Anıtı, Çift Süvariler Kabartması, Gavur Meşedi, Yerebatan Çeşmesi ve çeşitli kaya lahitleri gibi pek çok tarihi kalıntıya rastlamak mümkündür. Anıt, altlı üstlü iki adet tanrıyı tasvir eden kabartmalarla dikkat çekmektedir. Üstteki tanrının iki yanında yer alan bir çift aslan kabartması, anıta görsel bir zenginlik katmaktadır.

15. Beyşehir Kale Kapısı

beysehir kale kapisi
Beyşehir Kale Kapısı

Beyşehir Kale Kapısı, Türkiye Selçuklu Devleti döneminde, Eşrefoğlu Seyfettin Süleyman Halil Bey tarafından 1288-1290 yılları arasında yaptırılmıştır. Beyşehir’deki bu tarihi yapı, Selçuklu mimarisinin önemli bir örneğini teşkil eder. Kapı, İlçe Tarım Müdürlüğü’nün bahçesinde yer almakta olup, burada kapının ve çevresindeki surların bir kısmını görmek mümkündür.

Kale Kapısı’nın eni 2.80 metre olup, kemeri beyaz ve siyah taşlardan yapılmış 11 adet taş ile süslenmiştir. Kapının her iki yanında, koruma amacıyla inşa edilmiş burç kalıntıları da mevcuttur. Yüksekliği 7 metre olan bu kapı, hem mimari hem de tarihi değer açısından dikkat çekici bir yapıdır.

Kale Kapısı, Beyşehir’in geçmişine ışık tutan önemli bir durak olup, ziyaretçilere Selçuklu dönemine ait mimari unsurları yakından görme imkânı sunar.

16. Eşrefoğlu Camii Beyşehir

esrefoglu camii beysehir
Eşrefoğlu Camii Beyşehir

Eşrefoğlu Camii Beyşehir, 1296-1299 yılları arasında Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından inşa edilmiştir ve Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Anıtsal taç kapısı, eşsiz mihrap ve minberi ile dikkat çeken cami, adeta bir ağaç cami-müzesi niteliğindedir.

Mihrap, çini mozaiklerle kaplıdır ve boyutlarıyla dikkat çeker; 4.58 metre genişliği ve 6.17 metre yüksekliği ile Konya çevresindeki diğer çinili mihraplardan daha büyüktür. Eşrefoğlu Camii’nin minberi ise tamamen ceviz ağacından yapılmış olup, üstün işçilik ve zengin süslemeleriyle göz doldurur.

Minber, çatmalı ve tutkalsız olarak inşa edilmiştir, bu da ona özgün bir estetik kazandırır.

17. Kubad-Abad Sarayı Beyşehir

kubad abad sarayi beysehir
Kubad-Abad Sarayı Beyşehir

Kubad-Abad Sarayı Beyşehir, günümüze ulaşabilmiş tek Selçuklu Saray yapısıdır ve I. Alaaddin Keykubad’ın (1220-1236) emriyle inşa edilmiştir. Bu etkileyici külliye, Beyşehir Gölü’nün hemen yanı başında, Anamas Dağları’nın eteklerinde konumlanmaktadır. 1980 yılından bu yana devam eden kazı çalışmaları, sarayın tarihi önemini gün yüzüne çıkarmakta ve bölgenin kültürel mirasını zenginleştirmektedir.

Saraydan günümüze kalan kalıntılar, göz kamaştırıcı çinilerle süslenmiştir. Bu çinilerdeki motifler, av eğlenceleri, büyülü inançlar, sultanı, ileri gelenleri ve hizmetkârları tasvir eder. Kubad-Abad Sarayı, mimari ve sanatsal açıdan önemli bir değere sahip olmakla kalmayıp, aynı zamanda Selçuklu döneminin sosyal yaşamını ve kültürünü de yansıtır.

Saraydan çıkarılan nadide çini eserler, başta Karatay Müzesi olmak üzere Konya’daki çeşitli müzelerde sergilenmektedir.

18. Karagöl Beyşehir

karagol beysehir
Karagöl Beyşehir

Karagöl Beyşehir, Anamas Dağları üzerinde, Kurucuova Kasabası’nın 15 km güneybatısında yer alan 2.500 metre yükseklikteki bir krater gölüdür. 15 dekar alana yayılan bu göl, doğal güzellikleri ve sakin atmosferi ile dikkat çeker. Karagöl’ün batı yakasında bulunan sarp kayalıklarda, yaz ve kış mevsimlerinde kar ve buz eksik olmaz; bu durum gölün görsel cazibesini artırır.

Ormanlık alan, gölün biraz daha aşağısında yer alır ve bölgeyi çevreleyen zengin flora ve faunasıyla keşif için ideal bir ortam sunar. Anamas Dağları, dağcılık sporu ile ilgilenenler için de oldukça elverişli bir destinasyondur. Dağcılar, zirve tırmanışları gerçekleştirmek için bu bölgeyi tercih etmektedirler.

19. Tarihi Bada Köprüsü

tarihi bada koprusu
Tarihi Bada Köprüsü

Tarihi Bada Köprüsü, 14. yüzyıla tarihlenen Osmanlı dönemi eserlerinden biridir. 80.5 metre uzunluğunda ve 4.90 metre genişliğindeki köprü, mimari zarafeti ve tarihi değeri ile dikkat çekmektedir. Yedi adet sivri kemeri bulunan bu köprü, geçmişten günümüze önemli bir geçiş noktası olmuştur.

2014 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen onarımlar sayesinde köprü, turizme kazandırılarak ziyaretçilerin ilgisini çekmeye başlamıştır.

20. Vuslat Parkı

vuslat parki
Vuslat Parkı

Vuslat Parkı, Beyşehir’de yer alan güzel bir dinlenme ve sosyal alanıdır. Göl manzarası eşliğinde geniş yeşil alanları, yürüyüş yolları ve piknik alanları ile hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin ilgisini çeker.

Çocuklar için oyun alanları, spor yapma imkanı ve dinlenme yerleri sunan park, aileler için keyifli bir buluşma noktasıdır.

21. Demirli Mescid

demirli mescid
Demirli Mescid

Demirli Mescid, Beyşehir’in önemli ve ilginç yapılarından biri olup, özellikle adını aldığı demir şebekeleriyle dikkat çeker. Eşrefoğlu Cami’nin batısında, yaklaşık 150 metre uzaklıkta yer alması, bu yapıyı ziyaretçilere erişilebilir kılar.

Küçük bir yapı olması, onun sade ve derin bir huzur sunduğu izlenimini verir. Alt katta iki, üst katta ise dört pencere olmak üzere toplamda altı pencereye sahip olan mescidin pencerelerindeki demir şebekeler, ona ismini kazandırmıştır.

Yorum Yaz

Üye Olmadan Yorum Yazın!