Muş, tarihi ve doğal güzellikleriyle zengin bir bölgedir. Tarihi Murat Köprüsü, Selçuklu dönemine ait bir yapı olup, 143 metre uzunluğunda ve 12 gözlüdür. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1817 tarihli kitabesi onarımlarla ilgilidir. Kız Köprüsü, Malazgirt’e 2 km uzaklıkta, iki yekpare taştan inşa edilmiştir ve yerel bir rivayete göre devrin kral kızlarından biri tarafından yaptırılmıştır.
Güzeldağ Kayak Merkezi, Muş’un kış turizmi açısından önemli bir destinasyonudur. Şehir merkezine 8 km mesafede bulunan bu merkez, doğal kar kalitesi ve kayak imkanları ile dikkat çekmektedir. Muş’ta gezilecek önemli 20 yer:
1. Malazgirt Kalesi
Malazgirt Kalesi, gerçekten de tarihi ve kültürel önemi büyük bir yer. 10. yüzyılda Bizanslılar tarafından inşa edilen kale, “Berber Kalesi” olarak da biliniyor ve birçok savaşa tanıklık etmesiyle dikkat çekiyor. Kalenin inşasında kullanılan siyah sert taşlar ve Horasan Harcı, onun mimari özelliklerini öne çıkarıyor. Ayrıca, çevresindeki surlar ve ana burçlarıyla birlikte bölgenin tarihi dokusunu yansıtan önemli bir yapıdır.
2. Tarihi Murat Köprüsü
Tarihi Murat Köprüsü, Muş ilinde Murat Nehri üzerinde yer almaktadır. Muş merkezinin güneyinde, yaklaşık 12 kilometre mesafededir. 13. yüzyılda Selçuklular döneminde inşa edilen köprünün ilk yapılış tarihi hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, köprüdeki mermer üzerinde yer alan 1871 tarihli kitabe, Osmanlı döneminde restorasyon yapıldığını göstermektedir. Toplamda 143 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğindeki köprü, 12 oluk gözü ile dikkat çekmektedir.
3. Güzeldağ Kayak Merkezi
Güzeldağ Kayak Merkezi, Muş’un uzun kış mevsimi ve kar kalitesi ile kayak sporları için ideal koşullara sahip bir tesistir. Şehir merkezine sadece 8 km mesafede bulunan bu kayak merkezi, Muş’un en önemli kış eğlence noktalarından biridir. Her geçen gün yapılan yatırımlar ile gelişen Güzeldağ Kayak Merkezi’nde, bin metre uzunluğunda bir teleski sistemi bulunmaktadır.
Türkiye’ye başarılı kayak sporcuları kazandıran Muş, kış sporları alanında giderek daha fazla ilgi görmekte ve önemli bir merkez haline gelmektedir. Güzeldağ Kayak Merkezi, hem amatör hem de profesyonel kayakçılar için uygun bir ortama sahiptir ve bölgenin turizm potansiyelini her geçen gün artırmaktadır.
4. Haçlı Gölü
Haçlı Gölü, Muş’un güneydoğusunda, Bulanık ilçesinin güneyinde yer almaktadır. Adını güneyindeki Haçlı Köyü’nden alan göl, suyun genellikle bulanık olması nedeniyle “Bulanık Gölü” olarak da bilinir. Bir lav seti gölü olan Haçlı Gölü, kuzeyinde yer alan Kızkopan volkanının yükselmesiyle oluşmuştur. Göl, yaklaşık 10 km² yüzölçümüne sahip olup, derinliği 7 metreyi aşmaz.
Haçlı Gölü, güneybatıdan akan Şeyhtokum Deresi ve birkaç kaynaktan beslenmektedir. Gölün su seviyesi yıl boyunca neredeyse sabit kalmaktadır. Kış aylarında donduğunda göl yüzeyinde yürüyebilmek mümkündür. Gölde alabalık ve aynalı sazan türleri yaşamaktadır, bu da gölü balıkçılık açısından önemli kılmaktadır.
5. Arak Kilisesi
Arak Kilisesi, Karaçavuş Dağları’nın doğu doğrultusunda, şu anda yayla olarak kullanılan zirvenin üzerinde yer almaktadır. Manastıra ismini veren Arak (Kepenek) Köyü, dağın eteklerinde bulunmaktadır. “Arak” kelimesi Farsça’da şarap anlamına gelmektedir ve köyün geçmişte üzüm ambarı olarak bilindiği, üzüm şırası üretildiği söylenmektedir. Kilise, dağ üzerinde geniş bir düzlük üzerine kurulmuştur ve 200-250 metre ilerisinde büyük bir çan kulesi bulunmaktadır. Yapının işçilik ve malzemesinde Roma üslubu dikkat çekmektedir.
6. Muş Müzesi
Muş Müzesi, 1937 yılında yapımına başlanan ve 1938’de tamamlanan Atatürk İlkokulu binasının 2021 yılında müzeye dönüştürülmesiyle açılmıştır. Müze, bölgenin tarihini ve kültürel mirasını yansıtan birçok önemli esere ev sahipliği yapmaktadır. Kazılar, satın almalar, müsadere ve bağışlar yoluyla edinilen Tunç Çağı, Demir Çağı, Roma, Helenistik, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler müzede sergilenmektedir.
Müze içerisinde arkeolojik teşhir salonları, etnografik teşhir salonu, Sultan Alparslan ve Malazgirt Savaşı Salonu ile çocuklar için eğitim alanları bulunmaktadır. Arkeolojik salonlarda, Kalkolitik Çağ’dan başlayarak Erken Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı, Geç Tunç/Erken Demir Çağı, Orta Demir Çağı (Urartu), Helenistik, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler ziyaretçilere sunulmaktadır. Müze, Muş’un tarihini daha yakından tanımak isteyenler için hem tarihi eserler hem de kültürel birikim sunan önemli bir merkezdir.
7. Mercimekkale Höyüğü
Mercimekkale Höyüğü, Muş merkez ilçesi sınırları içinde, Muş-Varto Karayolu üzerinde yer almaktadır. Tespit edilen 28 höyükten biri olan bu alan, Doğu Roma (Bizans) döneminde haberleşme amacıyla da kullanılmıştır. Zengin tarihi ve arkeolojik özellikleri ile bölgenin önemli yapılarından biridir.
8. Hacı Şeref Camii
Hacı Şeref Camii, Muş merkezindeki Minare Mahallesi’nde yer almaktadır. Selçuklu dönemine ait Aslanlı Han’ın içinde yer alan bu cami, mimari özellikleriyle 17. yüzyıla tarihlenmektedir. Cami, kare planlı ana mekana sahiptir ve ortadaki büyük kubbe ile yanlarda yer alan basık kubbelerle örtülmüştür. Sade mihrabı yuvarlak kemerli ve niş biçimindedir. Caminin sonradan eklenen son cemaat yeri ahşaptan yapılmıştır. Taç kapısı sivri kemerli ve kesme taştan yapılmıştır, bu da caminin mimari zarafetini ortaya koymaktadır. 1902 yılında Sultan II. Abdülhamid tarafından yaptırılmıştır.
9. Künav Mağarası
Künav Mağarası, Muş’un Varto ilçesine bağlı Kayadelen Köyü yakınlarında yer almakta olup, yaklaşık 3 kilometre uzunluğa sahiptir. Mağaranın tavan yüksekliği bazı yerlerde 35 metreyi bulmaktadır ve mağara iki katlı bir yapıya sahiptir. Alt katından nehir büyüklüğünde bir su akışı geçmektedir, bu da mağaranın doğal yapısını daha da ilgi çekici hale getirir. Mağarada yapılan incelemelerde, ilk çağlarda yerleşim yeri olarak kullanıldığına dair izlere rastlanılmıştır.
10. Hamurpet Gölü
Hamurpet Gölü, Muş’un Varto ilçesinin kuzeybatısında, Hamurpet Dağları’nın batısında yer alan volkanik özelliklere sahip iki gölden oluşmaktadır: Büyük Hamurpet ve Küçük Hamurpet.
Büyük Hamurpet Gölü 2149 metre rakıma sahip olup, 21 metre derinliğindedir ve 1088 km²’lik bir yüzölçümüne sahiptir. Göl, dik kayalarla çevrili olup, daha sığ olduğundan dolayı yeşil renktedir. Kaynak ve kar suları ile beslenir ve kış aylarında donar. Gölde aynalı sazan balıkları bolca bulunurken, ördek, kaz, turna ve kunduz gibi çeşitli yaban hayvanları da burada yaşamaktadır. Fazla su, İskender Çayı’na boşalır.
Küçük Hamurpet Gölü ise Büyük Hamurpet’in yaklaşık 300 metre güneyinde yer alır. 2173 metre rakıma sahip olan bu göl, 47 metre derinliği ile daha derindir ve bu yüzden mavi renkte görünür. Küçük Hamurpet’ten Büyük Hamurpet Gölü’ne dipten bir akıntı bulunmaktadır. Gölün yüzölçümü ise 149 km²’dir.
11. Kız Köprüsü
Kız Köprüsü, Malazgirt’e 2 km uzaklıkta yer almaktadır. İki yekpare taştan inşa edilmiş olan köprü, 3 metre uzunluğa ve 1 metre genişliğe sahiptir. Yerel bir rivayete göre, bu köprü devrin kralının kızlarından biri tarafından yaptırılmıştır.
12. Migre Hamamı – Gülü Hamamı
Migre Hamamı, diğer adıyla Güllü Hamamı, Muş’un Merkez Dere Mahallesi’nde yer almaktadır. Muş’un tarihi hamamlarından biri olan bu yapı, geçmişte yaşanan doğal afetlerde zarar görmüştür. Hamamın en dikkat çekici özelliklerinden biri, kerpiç yapısıdır. Horasan harcı ile moloz taşlardan örülen duvarlarla güçlendirilmiş olan hamam, geleneksel Türk hamam mimarisinin önemli örneklerinden biridir. Hamamın mimarisinde, “Türk üçgeni” adı verilen ve kubbeleri taşıyıcı bir görev üstlenen üçgen yapı sistemi kullanılmıştır.
13. Yünören Camii
Yünören Camii, dikdörtgen bir silme içine alınmış giriş kapısıyla dikkat çeker. Kapı, basık kemerli yapısıyla çevresindeki silmelerle hareketlendirilmiş, farklı boyutlarda tırtırlarla cepheye dinamik bir görünüm kazandırılmıştır. Basık kemerin üst kısmında cami kitabesi yer alır; bu kitabe, doğal afetlerden dolayı kısmen tahrip olmuştur. Kazıma tekniğiyle yazılmış olan kitabede, yer yer döküntüler nedeniyle metin tam olarak okunamamaktadır. Kitabenin üst kısmında ise üçgen formda bitkisel ve geometrik süslemeler bulunur.
Caminin harem mekânına girmeden önce, enine dikdörtgen bir bölüme giriş yapılır. Bu alan, üç adet çapraz tonozla kaplanmıştır. Çapraz tonozlar, duvarlardan çıkan payeler üzerine oturtulmuş ve bu payelerin alınlık kısımları üçer silmeyle hareketlendirilmiştir. Orta bölümdeki tonozun ortasında aydınlatma penceresi yer alırken, girişin sağ tarafında süslemesiz bir mihrap bulunmaktadır. Mihrap, her iki yanındaki silmelerle desteklenmiş ve zeminden biraz yüksek tutulmuştur. Girişin solundaki bölümde ise küçük boyutlu bir kapı yer alır.
14. Muş Ulu Camii
Muş Ulu Camii, avlusunda yatan Şeyh Muhammed-i Mağribi tarafından yaptırılmıştır ve Alaeddin Bey ile Hacı Şeref camilerinin batısında yer almaktadır. Mimari özellikleri sayesinde 14. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen bu cami, moloz taş kullanılarak inşa edilmiştir ve dikdörtgen planlıdır; kitabesi bulunmamaktadır.
Ana mekan, ortada bir kubbe ile yanlarda beşik tonoz örtülü olarak tasarlanmıştır. Kuzeyinde kesme taştan yapılmış, üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Taç kapısı sade ve sivri kemerli bir niş içindedir. Batı duvarı dışında diğer duvarlarda ikişer pencere yer alır. Minaresi ise depremden zarar görmüş, fakat 1968 ve 1972 yıllarında aslına sadık kalınarak onarılarak restore edilmiştir.
15. Haspet Kalesi
Haspet Kalesi, Muş’un güneyindeki Kızıl Ziyaret Dağı’nın doğu eteklerinde yer alan tarihi bir yapıdır. Kalenin surları ve iki kulesi kısmen ayakta kalmış, ancak diğer kısımları çeşitli doğal afetler nedeniyle zarar görmüştür. Kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte, kullanılan malzeme ve mimari tarzı Horasan harcı ile inşa edildiğini göstermektedir. Kalede, ovayı gözlemleme amacıyla stratejik bir konumda yer aldığı dikkati çekmektedir. Etrafındaki Soğucak köyünde, büyük ölçüde tahrip olmuş iki gözetleme kulesi daha bulunmaktadır.
16. Muş Ovası
Muş Ovası, Türkiye’nin en büyük ve en verimli ovalarından biridir. Yaklaşık 1650 km² alan kaplayan ova, 80 km uzunluğa ve 30 km genişliğe sahip. Ovanın güneyi Haçreş Dağları, kuzeyi ise Şerafettin Dağları ile çevrilidir. Doğuda Nemrut Dağı, batıda ise dağlık alanlarla sınırlandırılmıştır. Muş Ovası, 3. jeolojik zamanın ortalarına kadar birikinti alanı iken, yer kabuğu hareketleriyle çöküntüye dönüşmüş, zamanla yeni alüvyonlarla kaplanarak bugün verimli bir tarım bölgesi olmuştur.
17. Çengelli Köyü Kilisesi
Çengelli Köyü Kilisesi, Hristiyanlık açısından önemli bir yapıdır. İlk inşa edildiği dönemde ateş tapınağı olarak kullanılan bu kilise, Romalılar döneminin ardından M.S. 399 yılında Sasaniler tarafından Hristiyanların ibadethanesine dönüştürülmüştür. Kilisenin giriş kısmı kesin olarak bilinmemekle birlikte, yerel halkın iddialarına göre batı kısmında olduğu söylenmektedir. Ancak bu bölgedeki kalıntılar, girişin burada olabileceğine dair zayıf bir ihtimal sunmaktadır.
Kilisenin uzunluğu 40 metreyi bulmakta, fakat çevresindeki çarpık yerleşim nedeniyle tam alanı belirlenememektedir. Yapının yalnızca güney beden duvarı sağlam kalmıştır ve buradan, üst örtüsünün beşik tonuzla kapatıldığı anlaşılmaktadır. İç kısmı ise toprakla dolmuş, zemin seviyesi kaybolmuştur. Kilisenin etrafında, yerel halk tarafından ahır ve samanlık olarak kullanılan iki yapı daha bulunmaktadır. Ayrıca, kilisenin beden duvarlarındaki süsleme taşları, köylüler tarafından evlerinde kullanılmaktadır.
18. Alaaddin Bey (Paşa) Camii
Alaaddin Bey Camii, 18. yüzyıl başlarında şehrin valisi Alaaddin Bey tarafından inşa edilmiştir. Cami, kare planlı bir ana mekana sahiptir ve bu mekan, ortada büyük, yanlarda ise küçük kubbelerle örtülmüştür. Ana mekana, üç basık kubbeyle örtülü son cemaat yerindeki taç kapıdan ulaşılmaktadır.
Taç kapının yanları, kabartma kandil motifleriyle süslenmiş, orta nefte bulunan mihrap ise sütunçeler ve bitki motifleriyle dekore edilmiştir. Caminin minaresi, kare kaideli silindirik bir gövdeye sahiptir ve iki renkli kesme taş kullanılarak inşa edilmiştir.
19. Maşuka Bitlisi (Muştak Baba) Türbesi
Muştak Baba, gerçek ismiyle Mustafa, Bitlis kökenli önemli bir mutasavvıf şairdir. Kesin doğum tarihi bilinmemekle birlikte, medrese eğitimine amcası Hacı Mahmut Efendi’den başlamış, daha sonra Hacı Hasan Şirvani’nin irşat halkasına katılarak derin bir bilgi birikimi elde etmiştir. Muştak Baba, Anadolu’nun birçok ilinde eğitim almış ve bu bilgileri “ASAR” adlı el yazmasında toplamıştır. Bu eser, Süleymaniye Kütüphanesi’nde Mahmut Efendi Bölümü 2421 numarasıyla kayıtlıdır.
Hicri 1233 (M. 1818) yılında, Bitlis’ten İstanbul’a seyahat ederken Muş’ta konakladığı esnada boğulmuştur. Olayın detayları halk arasında farklı rivayetlerle anlatılmaktadır. Bir iddiaya göre, Muştak Baba, dönemin Beylerinden Aleaddin Bey tarafından öldürülmüştür; başka bir rivayette ise Muş’ta yaşayan Yezidiler tarafından hayatına son verildiği söylenmektedir.
20. Yağcılar Höyüğü
Yağcılar Höyüğü, Muş’un 24 km kuzeybatısında, Muş-Elazığ yolu üzerinde yer alan önemli bir arkeolojik alandır. Murat Köprüsü’nü geçtikten 1700 metre sonra kuzeye ayrılan yolun 7. kilometresinde, Yağcılar Beldesi sınırları içinde bulunmaktadır.