Tokat, Zile Kalesi’nin görkemli surlarından, Ballıca Mağarası’nın etkileyici doğal oluşumlarına kadar pek çok keşif fırsatı sunuyor. Tarihi yapılar arasında yer alan Gökmedrese ve Mahperi Hatun Kervansarayı, Anadolu Selçuklu mimarisinin eşsiz örneklerini sergiliyor. Ayrıca, Tokat Müzesi, bölgenin geçmişine ışık tutan binlerce yıllık eserleri ile ziyaretçileri büyülüyor.
Almus Barajı, göl su sporları ve doğa yürüyüşleri için ideal bir nokta sunarken, Kaz Gölü, göçmen kuşların konaklama yeri olarak kuş gözlemcileri için mükemmel bir destinasyon. Leylekli ve Talazan köprüleri, tarihin derinliklerine yolculuk yaptıran zarif mimarileriyle dikkat çekiyor. Tokat, tarihi ve doğal güzelliklerini bir arada sunarak, her gezginin keşfetmesi gereken bir hazine niteliği taşıyor.
İçindekiler
Toggle1. Tokat Kalesi

Tokat Kalesi, Roma döneminde (M.Ö 30 – M.S 395) stratejik öneme sahip bir bölge olarak yol güvenliğini sağlamak amacıyla inşa edilmiştir. Yaklaşık 500 yıl Bizans İmparatorluğu’nun egemenliğinde kalan kale, Anadolu’nun çeşitli dönemlerdeki siyasi ve askeri gelişmeleri doğrultusunda el değiştirmiştir. İlk defa 1074 yılında Danişmendli Melik Ahmet Gazi tarafından fethedilen kale, daha sonra Selçuklu, İlhanlı, Eratna, Kadı Burhanettin ve Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine geçmiştir.
Kale, Tokat’ın dik ve sarp kayalıkları üzerine inşa edilmiş olup, doğal bir hisar görünümündedir. Osmanlı döneminde “Çardak-ı Bedevi” adı verilen zindanıyla da ünlüdür. Bu zindan, özellikle Bizans İmparatoru IV. Diogenes’in burada tutsak edilmesiyle bilinir. Kale, tarihi boyunca birçok önemli ismin hapsedildiği bir yer olmuştur.
2. Ballıca Mağarası

Ballıca Mağarası, Tokat’ın Pazar ilçesi en önemli doğal güzelliklerinden biridir ve dünyanın en büyük ve görkemli mağaraları arasında yer alır. Ziyarete açılan kısmı 680 metre uzunluğunda ve 95 metre yüksekliğinde olan mağara, henüz keşfedilmemiş ve ziyarete kapalı bölümleri ile hâlâ gizemini korumaktadır.
Yaklaşık 3.4 milyon yıl önce oluşmaya başlayan Ballıca Mağarası, barındırdığı tüm mağara oluşumları ile adeta doğal bir müze gibidir. İçerisinde sarkıtlar, dikitler, sütunlar, mağara incileri ve damlataş havuzları gibi birçok farklı doğal oluşum görülebilir. Mağara, özellikle “Soğan Sarkıtları” ile ünlüdür ve bu sarkıtlar onu dünya çapında benzersiz kılmaktadır.
3. Sebastopolis Antik Kenti

Sebastopolis Antik Kenti, Tokat’ın Sulusaray ilçesinde yer alan, Roma döneminin önemli yerleşimlerinden biridir. Sulusaray, Tokat şehir merkezine 68 km uzaklıkta olup, Yeşilyurt, Artova ve Zile gibi ilçelerle çevrilidir. Antik kent, geniş bir alüvyon ovasının ortasında kurulmuştur ve bölgedeki en eski yerleşim izleri Tunç Çağı’na kadar uzanmaktadır. Bu durum, Sulusaray’ın tarih boyunca önemli bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir.
1987-1990 yılları arasında Tokat Müze Müdürlüğü tarafından yapılan kazılar ve sondaj çalışmaları, Sulusaray’da kesintisiz bir yerleşim süreci olduğunu ortaya koymuştur. Roma döneminde Sebastopolis adıyla bilinen bu antik kent, bölgenin ticaret ve idari anlamda merkezi bir noktasıydı. Ancak, antik kentin yalnızca Roma dönemine değil, daha önceki dönemlere de ev sahipliği yaptığı arkeolojik buluntular sayesinde anlaşılmıştır.
Sebastopolis, mimari kalıntıları ve tarihi ile dikkat çeken bir arkeolojik alan olup, Roma dönemine ait hamam, tiyatro, tapınak gibi yapılarının kalıntılarıyla tarih meraklılarını kendine çekmektedir. Kentin adı, Roma İmparatoru Augustus’a ithafen verilmiş olup, “Sebastos” kelimesi Yunanca’da “saygıdeğer” anlamına gelir.
4. Almus Baraj Gölü

Almus Baraj Gölü, Tokat’ın Almus ilçesi doğal güzellikleri arasında önemli bir yer tutan ve Yeşilırmak Nehri üzerinde, Omala Ovası boğazında yer alan yapay bir göldür. Baraj, zonlu toprak dolgu tipiyle inşa edilmiş olup, günümüzde alabalık yetiştirme alanı olarak da büyük öneme sahiptir. Gölün çevresi yoğun ormanlarla kaplıdır ve göl kıyısında birçok koy bulunmaktadır, bu da bölgeyi doğal güzellikler açısından zengin kılmaktadır.
Almus Baraj Gölü, su sporları için de ideal bir parkur sunar. Yelken, kano, yüzme gibi su sporları faaliyetleri yapılabilen göl, aynı zamanda kamp ve piknik alanlarıyla doğa severlerin uğrak noktasıdır.
5. Leylekli Köprü

Leylekli Köprü, diğer adıyla Yılanlı Köprü, Tokat’ın Niksar ilçesinde, Niksar Kalesi’nin güneyinde yer alır ve Çanakçı Deresi üzerinde bulunmaktadır. Köprü, adını kemer kilit taşı üzerindeki ağzında yılan tutan leylek figüründen alır. Bu figür, köprüye hem adını hem de sembolik bir anlam kazandırmıştır.
Köprünün inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, genel kabul gören görüş, Roma döneminde yapıldığı ve Türk döneminde onarılarak kullanılmaya devam edildiği yönündedir. Bu, köprünün tarihi sürecinde farklı kültürler tarafından önemsenip onarıldığını göstermektedir.
Mimari açıdan Leylekli Köprü, 20 metre uzunluğunda ve 3,5 metre genişliğinde, tek yuvarlak kemerli bir köprüdür. Yürüme zemininde, köprünün iki yanında, orta noktadan uçlara doğru alçalan korkuluklar bulunmaktadır.
6. Tokat Müzesi

Tokat Müzesi, Türkiye Cumhuriyeti müzecilik tarihinin en eski örneklerinden biri olarak 1926 yılında kurulmuştur. Eser çeşitliliği ve zenginliği bakımından, ülkemizde önemli bir konuma sahiptir. Karadeniz Bölgesi’ndeki müzelerin oluşumunda da etkili olan Tokat Müzesi, birçok mevcut müzenin koleksiyonlarında önemli bir rol oynamıştır.
Müze, 6000 yıllık tarihi geçmişe sahip topraklarda birçok medeniyete ait eserleri sergilemektedir. Kalkolitik Dönem, Eski Tunç, Hitit, Frig, Roma, Bizans, Danişmentli, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait önemli eserler burada görülebilmektedir.
Özellikle Anadolu Türk İslam Devletlerine ait en zengin sikke koleksiyonu, müzenin öne çıkan özelliklerinden biridir. Ayrıca, 1191 tarihli bilinen en eski Kuran-ı Kerim de Tokat Müzesi’nde sergilenmektedir.
7. Tokat Saat Kulesi

Tokat Saat Kulesi, Behzat Semti’nde yer alan ve kentin pek çok yerinden görülebilen tarihi bir yapıdır. 1902 yılında inşa edilen kule, 33 metre yüksekliğindedir ve kesme taştan yapılmıştır. II. Abdulhamid’in padişah oluşunun 25. yılı anısına, halkın katkılarıyla mutasarrıf Bekir Paşa ve Belediye Reisi Mütevelli oğlu Enver Bey tarafından yaptırılmıştır.
Kulenin güney yönünde bir kapısı bulunmaktadır. Dört tarafında büyük kadranlar bulunan saat, her yarım saatte ve saat başlarında iki dakika aralıklarla çalarak, sesinin kentin her yerinden duyulmasını sağlar.
8. Zile Kalesi

Zile Kalesi, Tokat’ın Zile ilçesinde, stratejik olarak Zile Ovası’na hâkim bir tepe üzerinde yer alan tarihi bir kaledir. Kale, Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari parçalar ve kitabeler ile zengin bir tarihi geçmişe sahiptir. Kalenin, Roma döneminde M.S. 1. yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. Ancak, bazı kaynaklara göre Seleukoslu Mithridates burada daha önce bir şato inşa ettirmiştir. Bu şatonun yeraltı geçitleri ve askeri amaçlı yapılar içerdiği belirtilmektedir.
Kale, H. 737 (M.S. 1336) tarihli bir kitabeden anlaşıldığı üzere, Ertena Beyi Alâeddin Bey zamanında onarılmış ve bazı ek yapılarla güçlendirilmiştir. Bu dönemde kaleye bir zaviye de eklenmiştir. Yapımında kesme taş ve moloz taş kullanılan kale, yuvarlak burçlarla çevrelenerek savunma açısından sağlamlaştırılmıştır.
Zile Kalesi’nin tarihi önemi, Roma İmparatoru Jül Sezar’ın ünlü “Veni, Vidi, Vici” (Geldim, Gördüm, Yendim) sözünü burada söylemesinden kaynaklanır. Bu ünlü ifade, Sezar’ın Zile’de kazandığı zaferin anısına tarihe kazınmıştır.
9. Niksar Kalesi

Niksar Kalesi, Tokat’ın Niksar ilçesinde yer alan tarihi bir yapı olup, kökenleri Pers dönemine, özellikle Pontus Krallığı’na kadar uzanmaktadır. İlk olarak “Kaberia” adıyla bilinen kale, zamanla Roma döneminde eklenen yeni yapılarla günümüzdeki halini almıştır.
Kale, yapıldığı dönemde akropol alanını korumak amacıyla inşa edilen sur duvarları ile dikkat çeker. Bu sur duvarları, tipik bir Roma savunma planına uygun olarak iç, dış ve orta sur duvarları şeklinde üç ayrı hat oluşturur. Bu mimari düzen, kalenin savunma kapasitesini artırmak için tasarlanmıştır.
Niksar Kalesi, 7. ve 9. yüzyıllarda güneyden gelen akınlara karşı daha da güçlendirilmiştir. Bu süreçte kalede, iki hamam, iki mescit, bir medrese, bir kilise ve hapishane gibi çeşitli yapılar inşa edilmiştir.
10. Niksar Ulu Camii

Niksar Ulu Camii, diğer adıyla Melik Gazi Camii, Tokat’ın Niksar ilçesinde bulunan tarihi bir camidir. Kitâbesi olmamasına rağmen, sözlü gelenek ve yerel rivayetlere göre caminin 540 (1145) yılına tarihlendirildiği kabul edilmektedir. Nizâmeddin Yağıbasan’ın saltanatı sırasında (1143-1164) inşa edildiği düşünülmektedir. Bazı kaynaklarda ise camiyi Çepnizâde Hasan Bey’in yaptırdığına dair yerel bir rivayet bulunmaktadır.
Caminin mimarisi, dikdörtgen planlı harimini sınırlayan moloz taşlarla inşa edilmiş duvarlarla karakterizedir. Duvardaki düzensiz örgü, köşelerdeki iri boyutlu devşirme bloklarla desteklenmiştir. Harim, enine beş ve derinliğine yedi olmak üzere toplamda otuz beş bağımsız mekân birimiyle donatılmıştır. Bu mekân birimleri, köşelerinde yükselen kesme taş pâyelere sahip olup, sivri kemerler üzerine oturmaktadır. Mihrabın önünde ve harimin ortasında pandantifli kubbeler, diğer yerlerde ise çapraz tonozlar taşımaktadır.
11. Talazan Köprüsü

Talazan Köprüsü, diğer adıyla Palazan Köprüsü, Tokat’ın Niksar ile Erbaa arasındaki yol üzerinde, Kelkit Irmağı üzerinde yer alır. Köprünün kesin inşa tarihi bilinmemekle birlikte, 13. yüzyılın ilk çeyreğinde yapıldığı düşünülmektedir. Tarihi bir yapı olmasına rağmen büyük ölçüde sağlam durumda olan köprü, günümüzde hâlâ kullanılmaktadır.
Talazan Köprüsü, mimari açıdan dikkat çeken bir yapıya sahiptir. Köprü, ortasındaki daha büyük ve geniş kemer olmak üzere toplamda yedi sivri kemer gözlüdür. Ancak, ortadaki en büyük kemer zaman içinde yıkılmış ve bu boşluk düz bir demir köprü ile kapatılmıştır. Köprünün yapısı, ortadan iki yana doğru hafif bir eğimle inşa edilmiştir, bu da köprünün mühendislik açısından dayanıklılığını artıran bir özelliktir.
Köprünün selyaranları üçgen formundadır ve suyun akışını yönlendirme görevini üstlenir. Mansap yönünde ise yuvarlak topuklar bulunmaktadır. Kemer örgüleri kesme taşlardan yapılmış olup, diğer kısımlar iri moloz taşlarla örülmüştür.
12. Almus Barajı

Almus Barajı, Tokat ilinin önemli doğal alanlarından biri olup, günümüzde aynı zamanda alabalık yetiştirme alanı olarak da işlev görmektedir. Baraj, Yeşilırmak Nehri’nin hafif bir dirsek çevirerek Omala Ovası boğazına girdiği noktada, zonlu toprak dolgu tipinde inşa edilmiştir.
13. Komana Antik Kenti

Komana Antik Kenti, Tokat il sınırları içerisinde, Karadeniz Bölgesi’nin iç kesimlerinde yer alan önemli bir antik yerleşimdir. Hellenistik Dönem’de faaliyet gösteren iki tapınak devletinden biri olan Komana, Ana Tanrıça Ma’ya ithafen inşa edilmiş Kapadokya tipi bir mabettir.
Komana, sadece bir tapınak devleti olmanın ötesinde, aynı zamanda polis statüsüne sahipti ve yıl boyunca çevreden gelen ziyaretçiler tarafından bir ticaret merkezi olarak kullanılıyordu. Bu yönüyle, dönemin sosyal ve ekonomik hayatında önemli bir rol oynamıştır.
Pontus Krallığı’nın çöküşünün ardından, VI. Mitradates’in kaçmasının ardından Komana, bir prenslik haline gelmiş ve M.Ö. 1. yüzyılın ortalarında Pompey tarafından Archelaus’a devredilmiştir. Archelaus’un görevden alınmasının ardından, oğlu bu prensliği devralmıştır. Komana’da, Kapadokya kökenli Bitinyalı Lykomedes Archelaus’un oğlundan sonra prensliği devralarak, Augustus tarafından atanan Medeius, Cleon ve Dyteutus gibi yönetici figürler de görev yapmıştır.
14. Selemen Yaylası

Selemen Yaylası, Tokat Reşadiye ilçesindedir. Tarihi bir öneme sahip yaylalardan biridir. 1514 yılında Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran seferine çıktığı dönemde ordusuyla bu yaylada konaklamıştır. Bu olay, yaylanın tarihsel rolünü pekiştirirken, bölgenin kültürel mirasına da katkıda bulunmuştur.
Günümüzde, ilkbahardan itibaren ilk kar düşene kadar her Cuma günü burada bir yayla pazarı kurulmaktadır. Bu pazar, hem yerel halk hem de ziyaretçiler için önemli bir sosyal etkinlik haline gelmiştir. Yayla pazarında, kısmen mübadele usulü alışveriş geleneği sürdürülmekte ve bu gelenek, bölgenin kültürel çeşitliliğini yansıtmaktadır.
15. Tokat Gökmedrese

Tokat Gökmedrese, Tokat’ın Gaziosmanpaşa Bulvarı üzerinde, Taşhan yakınında yer alan ve uzun yıllar müze olarak kullanılmış olan önemli bir Selçuklu eseridir. XIII. yüzyılda (1277) Muineddin Pervane Süleyman tarafından yaptırılmıştır ve Anadolu Selçuklu mimarisi ile sanatının en belirgin özelliklerini taşımaktadır.
Gökmedrese, iki katlı, iki eyvanlı, ortası açık avlulu ve revaklı bir plan tipine sahiptir. Yapının inşasında taş, çini ve alçı süslemeler kullanılmıştır. Özellikle, iki renkli taşlarla yapılmış taç kapı, geometrik ve bitkisel bezemeli bordürlerle süslenmiştir.
Çini süslemeler, avlu cephesinde yoğun olarak yer almaktadır. Ana eyvan duvarları ve üst kat revaklarının kemer içleri, patlıcan moru, lacivert ve firuze renkli çinilerle geometrik ve bitkisel motiflerle zenginleştirilmiştir. Bu süslemeler, Gökmedrese’nin estetik ve mimari değerini artıran önemli unsurlar arasında yer alır.
16. Tokat Kültür Evi

Tokat Kültür Evi, Tokat’ın Sulu Sokak’ında yer alan ve 900 yıllık Anadolu Türk mimarisini yansıtan bir sivil mimarlık örneğidir. Bu tarihi mekan, cami, şehir hanı, medrese, türbe, hamam, bedesten ve çeşme gibi birçok önemli yapının arasında konumlanmıştır.
Kültür Evi, barok tarzda inşa edilmiş olup, dış görünüşü itibarıyla mütevazi bir mekandır. Ancak içeri girdiğinizde, süslemedeki zarafet ve bu detayların küçük bir alanda ustalıkla uygulanmış olması, ziyaretçileri hayrete düşürmektedir.
Evin cephesi, XVIII. yüzyıldan kalma Paşa Hanı’nın duvarlarına bakmaktadır. İki katlı olan yapı, ahşap çatkılı kerpiç dolgulu ve tatlı kireç sıvalıdır. Dar bir sokaktan çift kanatlı kapı ile alt kat sofaya giriş yapılmaktadır. Her iki katta da odalar, sofanın sol tarafında ikişerli olarak yer alır. Bahçeye bakan odalar, mahremiyet açısından sokağa bakan odalara göre daha özenli bir şekilde tasarlanmıştır; dolaplar, oyma tavanlar ve malakari alçı şömine ile süslenmiştir.
17. Kaz Gölü Tokat

Kaz Gölü, Tokat ili Pazar ilçesinde yer alan ve önemli bir yaban hayatı geliştirme sahası olan bir doğal alandır. Toplam koruma alanı 1170 hektar olup, göl alanı ise 73 hektar kuru, 201 hektar sulu olmak üzere toplamda 274 hektardır. Göl, Tokat il merkezine 39 kilometre, Turhal ilçesine 19 kilometre, Pazar ilçesine 11 kilometre ve Zile ilçesine 23 kilometre mesafededir.
Kaz Gölü, göçmen kuşların göç yolları üzerinde stratejik bir konuma sahip olduğundan, farklı kuş türlerinin konaklamasına olanak tanımaktadır. Özellikle kuluçka dönemleri, göçmen kuşların gölde buluştuğu dönemlerdir. Bu kuşların geçişleri, genellikle mart ayının ortalarında başlayıp mayıs ayının başlarına kadar devam eder.
18. Tokat Taşhan

Tokat Taşhan, Tokat’ın en güzel ve tarihi yapılarından biri olarak öne çıkar. Anadolu’daki en büyük şehir hanlarından biri olan Taşhan, Gaziosmanpaşa Bulvarı üzerinde yer almaktadır. Osmanlı döneminin önemli eserlerinden biri olarak, 1626-1632 yılları arasında inşa edilmiştir.
Taşhan, dikdörtgen planlı ve açık avlulu, iki katlı bir yapıdır. İç mekânda, dış dükkanların bulunduğu kuzey ve doğu yönünde revaksız iş yerleri, güney ve batı yönünde ise önünde revak bulunan dükkanlar bulunmaktadır. Giriş koridorunun sonunda, sağdan ve soldan ikinci kata çıkış imkânı vardır. İkinci katta, tüm odalar revaka açılmaktadır, bu da yapının mimari estetiğine katkıda bulunmaktadır.
Girişin üst kısmında yer alan kubbeli mekan, konsollar üzerinde dışa taşmakta olup, dikkat çekici bir tasarıma sahiptir. Odalarda ise dışa açılan pencereler, ocaklar ve nişler yer almaktadır. İç mekânda 76, dış mekânda ise toplam 103 farklı alan bulunmaktadır.
19. Maşat Höyük Ören Yeri

Maşat Höyük Ören Yeri, Tokat Zile ilçesinin önemli tarihi yerlerinden biridir ve 1973-1984 yılları arasında gerçekleştirilen kazılar, bölgenin tarihine ışık tutan birçok önemli eserin ortaya çıkarılmasına olanak sağlamıştır. Bu kazılar sonucunda elde edilen en dikkat çekici buluntular arasında, Hitit çivi yazısı ile yazılmış tabletler yer almaktadır.
Maşat Höyük’te tespit edilen yerleşim katmanları, M.Ö. 3000 yılına kadar uzanan eski Tunç Çağı, M.Ö. 2000 yılına tarihlenen Hitit Çağı ve M.Ö. 1000 yılına kadar devam eden Frig (Demir) Çağı’nı kapsamaktadır. Bu dönemler, bölgenin tarihi gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır. Kazılardan çıkan eserler, günümüzde Tokat Müzesi’nde sergilenmektedir.
20. Roma Dönemi Arsenali

Roma Dönemi Arsenali, Tokat’ın Niksar kent merkezinde yer alan tarihi bir yapıdır. Arsenalin tabanı, kireç harçlı horasan malzemesiyle kaplanmıştır, bu da yapının sağlamlığını artıran bir özelliktir. Yaklaşık 4 metre yüksekliğindeki tavanda havalandırma bacası bulunmaktadır, bu da iç mekanın havalandırmasını sağlamak için tasarlanmıştır.
Girişler, tuğla örgü kemer geçişleriyle yapılmıştır. Bu mimari detay, yapının Roma dönemine ait olduğunu gösteren önemli bir özelliktir. Duvar kalınlıkları ise 1,20 metre olarak ölçülmektedir, bu da yapının savunma amaçlı olarak inşa edildiğini düşündürmektedir.
Mimari dokusu itibarıyla, Roma Dönemi’ne (M. Ö. 2-3. yüzyıl) ait olduğu kabul edilmektedir. Bu yapı, Niksar’ın tarihsel ve kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturmakta ve antik Roma’nın askeri yapılarındaki mimari gelişim hakkında bilgi vermektedir. Günümüzde, Roma Dönemi Arsenal’i, arkeolojik araştırmalar ve tarih meraklıları için önemli bir ziyaret noktasıdır.